“Gösterişten uzak dur, alçak gönüllü ol, insanların arkasından konuşma…” diye öğütler verir.
“Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil…”
İnsanoğlunun hangi ölçüye ulaşırsa erdem sahibi olabileceğini sorgular ilk dörtlüğünü paylaştığım“Bir kez gönül yıktın ise”adlı şiirinde. Ona göregüzel insan olmak ‘gönül kırmakla’ değil ancak ‘gönül yapmakla’olur. “Gönüller yapın” der gönül köprüsünden geçerken…O zaman gelin hep birlikte gönüller yapalım bu hafta ve ilkiş olarak onu tanıyalım.
1240-1321 yılları arasında Anadolu'da yaşadığı rivayet edilir. Büyük bir mutasavvıftır. Aynı zamanda halk ozanı ve büyük düşünürlerimizden birisidir Yunus Emre. Şiirleri, sözleri, dili, felsefesi, hayata bakışı ve duruşuyla sadece yaşadığı topluma ve coğrafyaya değil, tüm insanlığa çığır açmış adeta yol göstermiştir.Verdiği mesajlar halk tarafından kabul görmüş,etrafında çok sevilmiştir. Zaman zaman sevgisini o kadar yoğun yaşamıştır kicoşkulu bir dille aktarır gönül sözlerini… Şiirlerinde genellikle Allah, peygamber ve insan sevgisi ile kardeşliği, hoşgörüyü dile getirmiştir.
Sonsuzluğu anlatan felsefi beyitlerinibazı âlimler(!)anlamlandıramaz. Anlamayınca da kabul etmezler ve bu durumu eksiklik olarak yansıtıp şiddetli bir şekildetenkit ederler.Aynı kişiler zamanla düşün dünyasını sorgulayıp onu din dışı olmakla dahi suçlar. Fakat o dimdik ayaktadır. Anlaşılamayan sözlerini “eğri büğrü” diye nitelendirip “Anlam kapısını herkese değil sadece ehline açan sözlerdir…”diye açıklık getirmeye çalışsa da Molla Kasım’ları ikna edemez. “Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme/Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir"deyişidir bize yaşamı boyunca Molla Kasımlarla mücadele ettiğinin işareti. Aslında bu sözlerinin muhatabıölümünden sonra da varolacağınıbildiği Molla Kasımlardır. ‘Eğri büğrü’ diye tanımladığı sözlerininileride de kimi mollalarca şeriata aykırı ilan edileceğini sanki biliyordur…Bu öngörüsü adetaşiirlerini, deyişlerini ve sözlerini bir nevi koruma altına almıştır.
Peki kimdir “Molla Kasım?”
Kısaca ondan da bahsetmekte fayda var. Günümüze kadar gelen bir menkıbeye göre,Yunus’un sözüne ve diline vurulan en büyük hançerin ta kendisidir Molla Kasım. Yunus’la çağdaş sufi bir şairdir. Yunus’a göre yaşça büyük ve nüfuzlu birisi olduğu söylenir. Günün birinde Yunus’un beyitlerini ele geçirir ve okumaya başlar. (Yunus’un üç bine yakın deyişiolduğu rivayet edilir.) İlk binini okurve o güne kadar duyduğu hiçbir sözü beğenmez, hoşuna gitmemiştir sivri sözleri.Şeriata aykırı bulur ve birer birer yakar... İkinci bin deyişte-ona göre-şeriata aykırıdır. Bu kez parçalar, parçaları daırmağa atar. Kalan binin içerisinde altın gibi parlar sözün biri; okur okumaz etkilenir. “Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme/Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir" sözleridir onunbu denli kendisinden geçmesini sağlayan. İlk evvela anlamlandıramaz. Günlerce derin derin düşünür… Sonunda sözlerin hangi amaçla söylendiğini anlamıştır.Yaktığı, yırtıp parçalara ayırdığı binlerce şiirin içinde de var olan ve bir türlü anlamlandıramadığı,‘şeriata aykırı’olarak nitelendirdiği eğri büğrü sözcüklerin aslında derin manalariçerdiğini geçte olsa anlamıştır. Onun büyüklüğünü anlar ve haksızlık yaptığını kabul edip pişman olur. Fakat son pişmanlık fayda etmez, binlerce beyit, deyiş ve şiir maalesef bu güne gelemez. Pişmanlıkla sona eren menkıbe ise Yunus’a gönül veren halk tarafından dilden dile aktarılarak bu günlere ulaşır. Aslında halk bu menkıbeyi taşımakla kalmamış farkında olmadan onu adeta Molla Kasımlara karşı korumuş ve itham edildiği “din dışılık” suçlamalarından da aklamıştır. Yani kısacası Yunus’a sahip çıkan onun etkisinde kalan halk olmuştur.
“Cennet cennet dedikleri,
Birkaç köşkle birkaç huri,
İsteyene ver onları,
Bana seni gerek seni.”
Onun buna benzer sözleritarihin her dönemindebazı mollalarca eleştirilegelmiş ve halende eleştiriliyor. Oysa Yunus’un binlerce sözü(her ne kadar bazıları tarafından şeriata aykırı olduğu iddia edilse de) kardeşliği, onurlu bir yaşamı, erdemli olmayı, güzel insan olmayı kısacası güzel ahlakı öğütler.Allah sevgisinin ancak ve ancak gönül kırmamakla olabileceğini söyler. Yeri geldiği zaman “Yârin gönlü sırça gibidir, eğer kırılırsa bir daha bütün olmaz” diyebilen birisinasıl din dışı olabilir birisi çıksın anlatsın. Türkçe konuşması, Türkçe düşünmesi ve Türkçe yazmasıbana göre bu eleştirilerin asıl sebebi. Çünkü onun yaşamı Anadolu’nun fokur fokur kaynadığı, Moğol istilalarıyla başlayan dilimizin de içinde bulunduğu bir esaret dönemine denk gelir. Böyle bir dönemdeTürkçe konuşan halklar arasında ilgi görmesi ve sevilen biri olması‘yazımdilinin’ Türkçe olmasından kaynaklı olsa gerek.Dilin toplumları bir arada tutan harç olduğu gerçeğini de düşünürsek bu harcı derin manalı sözcüklerle harmanlayan birisinin, Arapça ve Farsça aşığı mollalar tarafındansevilmemesi ve sözcüklerine farklı anlamlar yüklenerek tenkit edilmesi gayet normal. Yunus eserlerinin tamamını Türkçe yazmıştır. Dil birliği ile başlayacak siyasi birliğin gücünün farkında olan Fars’i ve Arab’i kültür ve dil yanlısı tebaanın onu tarihte her dönem hedef haline getirmiş olmasına şaşılmamalıdır. Türk dilinin yıllarca süren esaretini Yunus ve Yunus gibi düşünen halk ozanları, şairler, âlimler ve filozoflar ne kadar uğraşmışlarsa da yıllarca kaldıramamıştır. Bu nedenle koca Yunus’u ya da modern tanımla bizim Yunus’u Türkçe okuyup Türkçe anlayıp Türkçe yazmak sanırım ona karşı saygının tek göstergesidir. Sözcüklerini cımbızlayarak bütünlüğünden koparıp onlar üzerinden eleştirilmesihaksızlığın ağa babası olacağından yeni nesillerin bu haksızlığa müsaade etmeyeceğine inanıyorum. Onu “din dışı” olmakla itham edenlerin sembol ismi olan Molla Kasım’ı yine Yunus’un deyimi ile tanımlayarak bitirmek istiyorum: “Şeriat gemisinde kalıp hakikat denizine dalamayanahmak.”
Haftaya görüşmek üzere esenlikle kalın.